4 Saat
İptal Edilemez
15 Kişi
İngilizce, Türkçe
İstanbul Arkeoloji Müzesi turumuz misafirlerimizi ilgili bölge otellerinden alarak 09:00’da başlıyor. Dünyanın en zengin arkeoloji müzelerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzesi; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk olarak üç ayrı müzeyi aynı lokasyonda barındırıyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Erken, orta ve geç bronz dönemi, Helen, Roma ve Bizans dönemine ait nadide eserleri profesyonel rehberimiz eşliğinde keşfedecek ve tarihte büyülü bir yolculuğa çıkacağız!
Istanbul Arkeoloji Müzesi
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalmış bir kurum olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamaktadır. Osmanlı’da tarihi eser toplama merakının izleri Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren takip edilebilmekteyse de sistemli bir şekilde müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin 1869 yılında ‘Müze-i Hümayun’ yani İmparatorluk Müzesi olarak kuruluşuna denk gelmektedir. Aya İrini Kilisesi’nde o güne değin toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin temelini oluşturmaktadır. Dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa, müze ile yakından ilgilenmiş, müzeye eser kazandırmak için kişisel çabalar sarf etmiştir.
1872 yılında Maarif Nazırı Ahmed Vefik Paşa, bir dönem kaldırılmış olan Müze-i Hümayun’u Alman Dr. Phillip Anton Dethier’i müdür olarak atayarak tekrar kurmuştur. Dr. Dethier’in yaptığı çalışmalar sonucunda Aya İrini kilisesindeki mekan yetersiz kalmış ve yeni bir binanın yapılması gündeme gelmiştir. Maddi imkânsızlıklardan dolayı yeni bir bina yapılamamış fakat Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılmış olan ‘Çinili Köşk’ restore edilerek 1880 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
1881yılında Sadrazam Edhem Paşa’nın oğlu Osman Hamdi Bey’in müze müdürlüğüne atanması ile birlikte Türk müzeciliğinde yeni bir çığır açılmıştır. Osman Hamdi Bey Nemrud Dağı, Myrina, Kyme ve diğer Aiolia nekropollerinde ve Lagina Hekate Tapınağı’nda kazılar yapmış ve buradan gelen eserleri müzede toplamıştır. 1887-1888 yılları arasında günümüzde Lübnan’da bulunan Sidon’da yaptığı kazılar sonucunda Krallar Nekropolü’ne ulaşmış ve dünyaca ünlü İskender Lahdi başta olmak üzere pek çok lahit ile İstanbul’a dönmüştür.
Sidon Kazısı, Osman Hamdi Bey’in başarılı bir arkeolog olarak literatüre geçmesine ve İstanbul Müzesi’nin dünyanın en önemli müzelerinden biri haline gelmesine neden olmuştur. Sidon’da yapılan bu kazılarda İskender Lahdi’nden başka, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Satrap Lahdi, Likya Lahdi, Sayda Kralı Tabnit’in Lahdi gibi eserler açığa çıkarılmış, Arkeoloji camiasında önemli bir olay olarak kabul edilen Sidon (Sayda) eserlerinin bulunuşu Müze-i Hümayun’un ve Türk müzeciliğinin kaderini değiştirmiştir.
Bu muhteşem eserlerin sergilenmesi için yeni müze binasına ihtiyaç duyulmuş, Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Çinili Köşk’ün karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından bugünkü arkeoloji müzesi inşa edilerek 13 Haziran 1891’de ziyarete açılmıştır. Müzenin ziyarete açıldığı 13 Haziran günü halen ülkemizde Müzeciler Günü olarak kutlanmaktadır.
Arkeoloji Müzesi dünyada müze binası olarak inşa edilmiş ender yapılardan biri olma özelliği ile öne çıkmaktadır. İstanbul’daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biri olan Arkeoloji Müzesi, cephesinin ihtişamı ile son derece dikkat çekici bir mimariye sahiptir. Uzun cephede geniş merdivenlerle ulaşılan iki girişi, dörder sütun ve alınlıklarla bir eski Yunan tapınağı görünümündedir. Alınlık üzerinde bulunan kufi üsluptaki Osmanlıca yazıda ‘Âsâr-ı Âtika Müzesi’ (Eski Eserler Müzesi) yazmaktadır. Bu yazının üzerinde bulunan Tuğra, Klasik Bina’yı inşa ettiren Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’ e aittir.
1903 yılında kuzey ve 1907 yılında güney kanadın eklenmesi ile bugünkü Arkeoloji Müzesi binası oluşturulmuştur. Ana Müze binasının güney doğu bitişiğine, yeni sergi salonlarına duyulan ihtiyaç nedeni ile 1969 -1983 yılları arasında bir ilave yapılmış ve bu bölüm Ek Bina (yeni bina) olarak adlandırılmıştır.
Önemli Bilgilendirme
Bu tur minimum 2 katılımcı ile yapılmaktadır.